Bir unutulmaya yüz tutmuş meyve değerlendirme projesi daha. Bilirsiniz bazı meyveler dolapta kırışmaya, şekil değiştirmeye başlar ama daha bozulmamıştır, yine de çürük muamelesi görür, kimse yemez. İşte böyle bir takım mürdüm eriği vardı dolapta. Kimse yemeyecekti. Bir kaç da yaban mersini. Değerlendireyim, farklı olsun diye turta yapayım dedim. Önce ev meclisi kek olsun dedi ama ben turtada ısrar ettim.
Önce erikleri kesip üstünü azıcık şekerledikten tencereye atıp, kısık ateşte pişirmeye bıraktım. Mürdüm eriklerinin tadı çok güzel oldu. Sonra başladım hamuru yapmaya.

Genel olarak zaten hamurlardan hiç emin olamam. Yani bu kurabiye ve turta da daha kendimi geliştirmem gerektiğini düşünüyorum. Çok önemli. Elalem ne der? Bu kız turta yapamıyor der. Bu kızın turtası böyleyse resimleri kim bilir nasıldır der, sanat dünyasına rezil olurum. Neyse efenim sadede gelelim bol yağlı değişik bir hamur.
Kendisini bir kalıba koyduk ve güzelce açtık. Sonra da mürdüm eriğini döktük.

Sonra ızgarasını geçtik.
Nünü Ana’nın emektar elleri sağ alt köşededir. İçine sevgimi katıyorum.
Ve sonuç…
Valla pek güzel pişti, pek güzel koktu, görünüşü çok güzel oldu ama istenilen tatmin duygusunu yaratmadı. Bizde yalan yok. Tuzu mu fazlaydı, şekeri mi azdı hamuru mu değişikti ben mi beceremedim, anne sözü mü dinlemedim anlamadım ama tam istediğim etikiyi alamadım. Ha o iki turtayı son kırıntısına kadar yedik afiyetle ama yine de bir şeyi eksik gibiydi.
İlk turta denemem için fena değil ama daha iyisini yapabilirdim.
İnternette türkçe bir siteden baktım tarifi dileyenler buradan bakabilir:
http://seflerinmutfagi.net/murdum-erikli-turta-murdum-erikli-turta-tarifi-murdum-erikli-tart/
